Hayatınızda iyi arkadaşlarınızın olmasının önemli olduğunu hepimiz biliriz.
Ancak bu deyim, arkadaş olmayı teşvik edici değil gibi.
"Yeni elemanla tanıştın mı, Crisp'le?"
"Evet, tanıştım."
"Onu kendimden uzak tutacağım."
"Ne? Neden? Crisp'e neden sinir oluyorsun?"
"Jonathan, bu benim kendi emniyetim için."
"Hayatımda çok Crisp tanıdım."
"Hepsi kalbimi kırdı."
"Başkan Crisp'lerle de mi tanıştın?"
İngilizce'de "to keep someone at arm's length," bir kişi ile aranıza mesafe koymak demektir.
Bu, kolunuzun uzunluğu gibi fiziksel bir mesafe de olabilir, duygusal bir mesafe de, tıpkı Anna'nın Crisp adındaki erkeklere karşı mesafeli olduğu gibi.
Ancak bu deyim, arkadaş olmayı teşvik edici değil gibi.
"Yeni elemanla tanıştın mı, Crisp'le?"
"Evet, tanıştım."
"Onu kendimden uzak tutacağım."
"Ne? Neden? Crisp'e neden sinir oluyorsun?"
"Jonathan, bu benim kendi emniyetim için."
"Hayatımda çok Crisp tanıdım."
"Hepsi kalbimi kırdı."
"Başkan Crisp'lerle de mi tanıştın?"
İngilizce'de "to keep someone at arm's length," bir kişi ile aranıza mesafe koymak demektir.
Bu, kolunuzun uzunluğu gibi fiziksel bir mesafe de olabilir, duygusal bir mesafe de, tıpkı Anna'nın Crisp adındaki erkeklere karşı mesafeli olduğu gibi.